UluğBey
Sükût gibi münzevi, çığlık gibi hür.
- Katılım
- 27 Ara 2005
Müdahil olmak istemiyorum. Fakat olayım.
@EnesBey kardeşim @ferahsan kardeşimin eleştirisine katılıyorum. Türkçe'nin savunmasını yapmak için önce kişisel hayatımızda bunu uygulamalıyız. Misal dükkanına yabancı dilde yazılmış bir levha takanın isim verenin Türkçe' nin yozlaşmasıyla alakalı bir şikayette bulunması abestir. Bu noktada zat-ı şahanelerinizi elbette suçlamıyorum. Burada bizim değerlendirme ölçütümüz yazı dilidir. Nitekim herkes birbirini yazdığı yazılarla tanıyor, ölçüyor. Günlük konuşma dilinde muhteşem bir dil kullanan kişi olsak bile yazı dilinde farklı bir profil çizilirse ve dil hakkında bir hassasiyet gösterilirse doğal olarak "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" tepkisi çeker. Olan da budur burada. Gayet de doğaldır. Bunun adı "aristokrasi" değildir, olmamalı. Dilimizi düzgün kullanmak önemlidir . Hatta tüm dilleri düzgün kullanmamız gerekir. Aristokrasi nedir ne değildir hususunda divanda benden çok daha bilgili arkadaşlar var. Haddimi aşmayayım.
Genellikle divana telefon üzerinden giriş yapıldığından ve dahi bu cihazların otomatik düzeltme seçenekleri aktif olduğundan ayriyetten kişinin de dönüp yazdıklarını okuma gereği duymadığından bazen yazılanlar garip olabiliyor. Belki bu durum ergenlerin olduğu bir platformda ya da menşeinde dil ve edebiyat olmayan bir ortamda şikayet konusu olmayabilir. Ama meşveret divanında kullandığımız dil bu anlamda mühimdir. Zira kullandığımız ana malzeme dildir. Hamurumuz dildir. Dili doğru kullanmak gerekir. Bahsi geçen görsel evet yabancı menşeili belli. Dünyadaki savaşa dikkat çeken bir fotoğraf. Belki o yazı sonradan yazıldı çok da önemi yok bunun. Seviyeli bir dil ile bunun Türkçe çevirisinin de paylaşılabileği eleştirisi getirilebilinirdi. Fakat işte bazı sözleri de çevirince orjinal anlamı vermeyebiliyor. Dilin yapısı böyle.
Velhasıl- i kelam divan i meşveret azalarımızı sakinliğe davet ediyorum. Bakınız şurada bir avuç insanız. Kendimize yatırım yaptığımız kadar geleceğe yatırım yapıyoruz. Nitekim burada yazılanların düzgün bir dil ile ifade edilmesi biraz da bundan önemli. Gelecek nesillere sağlam bir dille oluşturulmuş kaynak bırakmak gerekir. Bazen şaka yollu da olsa bazı arkadaşlara takılıyorum kullandıkları dil hususunda. Niyetim oto kontrol sağlamak. Aslında herkes cevap yaz butonuna basmadan önce yazdıklarını birkaç kez okusa, hatalarını düzeltse gayet güzel bir metin ortaya çıkar. Bir edebiyat öğretmeni olarak ben de yazdıklarımı birkaç kez okuyarak divana göndermeye gayret ediyorum. Hatta yorumumu gönderdikten sonra hata görmüşsem yorumumda düzeltme yapıyorum. Buna tüm divan üyelerinin dikkat etmesi meclisin seviyesini arttıracaktır.
Selamlar
@EnesBey kardeşim @ferahsan kardeşimin eleştirisine katılıyorum. Türkçe'nin savunmasını yapmak için önce kişisel hayatımızda bunu uygulamalıyız. Misal dükkanına yabancı dilde yazılmış bir levha takanın isim verenin Türkçe' nin yozlaşmasıyla alakalı bir şikayette bulunması abestir. Bu noktada zat-ı şahanelerinizi elbette suçlamıyorum. Burada bizim değerlendirme ölçütümüz yazı dilidir. Nitekim herkes birbirini yazdığı yazılarla tanıyor, ölçüyor. Günlük konuşma dilinde muhteşem bir dil kullanan kişi olsak bile yazı dilinde farklı bir profil çizilirse ve dil hakkında bir hassasiyet gösterilirse doğal olarak "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" tepkisi çeker. Olan da budur burada. Gayet de doğaldır. Bunun adı "aristokrasi" değildir, olmamalı. Dilimizi düzgün kullanmak önemlidir . Hatta tüm dilleri düzgün kullanmamız gerekir. Aristokrasi nedir ne değildir hususunda divanda benden çok daha bilgili arkadaşlar var. Haddimi aşmayayım.
Genellikle divana telefon üzerinden giriş yapıldığından ve dahi bu cihazların otomatik düzeltme seçenekleri aktif olduğundan ayriyetten kişinin de dönüp yazdıklarını okuma gereği duymadığından bazen yazılanlar garip olabiliyor. Belki bu durum ergenlerin olduğu bir platformda ya da menşeinde dil ve edebiyat olmayan bir ortamda şikayet konusu olmayabilir. Ama meşveret divanında kullandığımız dil bu anlamda mühimdir. Zira kullandığımız ana malzeme dildir. Hamurumuz dildir. Dili doğru kullanmak gerekir. Bahsi geçen görsel evet yabancı menşeili belli. Dünyadaki savaşa dikkat çeken bir fotoğraf. Belki o yazı sonradan yazıldı çok da önemi yok bunun. Seviyeli bir dil ile bunun Türkçe çevirisinin de paylaşılabileği eleştirisi getirilebilinirdi. Fakat işte bazı sözleri de çevirince orjinal anlamı vermeyebiliyor. Dilin yapısı böyle.
Velhasıl- i kelam divan i meşveret azalarımızı sakinliğe davet ediyorum. Bakınız şurada bir avuç insanız. Kendimize yatırım yaptığımız kadar geleceğe yatırım yapıyoruz. Nitekim burada yazılanların düzgün bir dil ile ifade edilmesi biraz da bundan önemli. Gelecek nesillere sağlam bir dille oluşturulmuş kaynak bırakmak gerekir. Bazen şaka yollu da olsa bazı arkadaşlara takılıyorum kullandıkları dil hususunda. Niyetim oto kontrol sağlamak. Aslında herkes cevap yaz butonuna basmadan önce yazdıklarını birkaç kez okusa, hatalarını düzeltse gayet güzel bir metin ortaya çıkar. Bir edebiyat öğretmeni olarak ben de yazdıklarımı birkaç kez okuyarak divana göndermeye gayret ediyorum. Hatta yorumumu gönderdikten sonra hata görmüşsem yorumumda düzeltme yapıyorum. Buna tüm divan üyelerinin dikkat etmesi meclisin seviyesini arttıracaktır.
Selamlar